28 Haziran 2010 Pazartesi

Garip

Canım birinci tekil yazmak istiyor, garip. Aslında şu anda da yazıyorum değil mi ? Garip. "Garip" diye köpek ismi var, garip. Çok garip.

6 Haziran 2010 Pazar

Tüketim Çılgınlığı

Sabancı Üniversitesi otomatlarında 01:28 itibariyle - final döneminde herhangi birgün adlı tarihe denk gelir - bir tane bile browni intense kalmamıştır. Bulamadım.
Neden? Hayır, sevdalısı olduğumdan değil. Madem bu ürünün reklamı iyi yapılımış, madem çılgınlar gibi yeniyor, yenileyin yurt görevlileri şunları! Para kazanmıyor mu okul bu işten? Alın! Yenilsin çılgınlar gibi...

3 Haziran 2010 Perşembe

İntihar

Kimse duymadan ölmeliyim
Agzimin kenarinda
Bir parça kan bulunmalı.
Beni tanimayanlar
"Mutlak birini seviyordu" demeliler.
Taniyanlarsa, "Zavalli, demeli,
Çok sefalet çekti.."
Fakat hakiki sebep
Bunlardan hiçbirisi olmamalı.

O. Veli Kanık

Bir kağıt - Bir Kalem

Tek istediğim bunlar, küçük yazar, sığdırırırım iletmek istediklerimi. Şu şöyle yapılsın, buna şu verilsin, hepinizden özür dilerim gibi.
Ben kötü oldum. Kötüyüm ben. Kötü biri. Hepinizden af dilerim.
Şartlar beni bu duruma mı sürükledi ?
Bahane gelmesin aklıma.
Hak mı ettim?
Birinci tekil yazmaktan nefret ediyorum.
Kalemim olsun, yazayım, ciltlensin. Olmaz ama. Olsa keşke,
Şarkının en can alıcı kısmındayım. Ah canım !
Ter kokan yastığımı istiyorum. Bu klavyeye ihtiyacım yok benim. Yok ama şu an o. Biri gelse keşke. Çabuk olsa ya, zaman daralıyor gibi...
Damarlarım acıyor. Gözlerim acıyor. Acımazlar ama.
Hep bir enstrüman çalmak istedim. Olmadı.
Sahneye çıksam bağırırım. Aya gideyim ben. Bağırayım orda.
Neden somutum? Neden somutuz? Somut olmak istemiyorum, soyut olayım, yük geliyor bedenim. Çok hem de.
Algıda seçicilikten nefret ediyorum. Unutmadığım şeyleri hatırlamaktan, yatakta uyuşmaktan da.
Hayır, ben ergen değilim. Sıyırdım ben.